Moleküler Görüntüleme ve Tedavi

Nükleer Tıp , sahip olduğu üstün teknolojilerle, hastalıkların tanı ve tedavisi için kullandığı teranostikler ile modern tıpta öne çıkmaktadır.
 

Radyonüklid tedavi, diferansiye tiroid kanseri, hipertiroidi, kastrasyona dirençli prostat kanseri, nöroendokrin tümörleri, metastatik ve primer karaciğer kanserleri, birçok tümörün kemik metastazları, metastatik feokromasitoma ve nöroblastomlar gibi çeşitli durumlarda kullanılır. Bu tedavi, hastalığı iyileştirmek, hafifletmek veya kontrol altına almak amacıyla, tümörlü lezyonlara radyoaktif akıllı ilaçları iletir. Radyonüklid tedavi, seçili hedeflerde veya tüm vücutta uygulanabilir ve genellikle bir tedavi stratejisinin parçası olarak kullanılır.

Nükleer Tıp Hangi Hastalıkların Teşhisinde Kullanılır?

Nükleer Tıp'ın tanıda yaygın olarak kullanıldığı alanlar şunlardır:

  • Kanser: Onkoloji hastalarında, iyi ve kötü huylu kitlelerin ayrımını sağlamak, kanseri evrelendirmek, tümörün derecesini ve organ içindeki yaygınlığını belirlemek, tüm vücut metastazlarını tespit etmek, nüksü saptamak, tedavi yöntemini seçmek ve tedavi cevabını değerlendirmek için nükleer tıp ve moleküler görüntülemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, radyoterapi planlamasında gerçek tümör kitlesinin belirlenmesi ve doğru yerin doğru dozda ışınlanmasını sağlamak amacıyla bu teknolojiler kullanılmaktadır.
 
  • Kalp Hastalıkları: Nükleer tıp, çeşitli kardiyovasküler hastalıkların teşhis ve değerlendirilmesinde kritik bir rol oynar. SPECT veya PET kullanılarak yapılan miyokard perfüzyon görüntülemesi (MPI), kalp kasına kan akışını değerlendirir ve azalan kan akışı bölgelerini tespit eder. Bu yöntemler, koroner arter hastalığı veya miyokard enfarktüsü gibi durumların tanısında yaygın olarak kullanılır. Ayrıca, PET görüntüleme, miyokardiyal canlılığı değerlendirebilir ve kalp yetmezliği olan hastaların prognozunu belirlemeye yardımcı olabilir.
 
  • Nörolojik Hastalıklar: Nükleer tıp teknikleri, Alzheimer hastalığı (Amyloid PET), Parkinson hastalığı ve epilepsi gibi nörolojik hastalıkların teşhisinde değerli yöntemlerdir. PET taramaları, beyindeki glukoz metabolizmasındaki değişiklikleri veya amiloid isimli proteinin birikimini tespit eder. Bu, erken teşhis ve hastalık ilerlemesinin izlenmesi için kritik bilgiler sağlar. Ayrıca, SPECT görüntüleme, epilepsi hastalarında nöbet odaklarını belirleyebilir ve cerrahi tedaviyi yönlendirmede yardımcı olabilir.
 
  • Tiroid Hastalıkları: Nükleer Tıp, tiroid hastalıklarının teşhisi ve izlenmesinde yaygın olarak kullanılır. Tiroid fonksiyonunu değerlendirmek, tiroid nodülleri, guatr ve tiroid kanseri gibi anormallikleri tespit etmek için tiroit sintigrafisi ve radyoiyot tarama testleri uygulanır.
 
  • Kemik Hastalıkları: Nükleer tıpta kullanılan kemik sintigrafisi gibi teknikler, kemik metastazları, kırıklar, protezlerin değerlendirilmesinde, enfeksiyonlar ve artrit gibi çeşitli kemik bozukluklarının teşhisinde büyük önem taşır. Kemik sintigrafisi, konvansiyonel görüntüleme yöntemlerinde tespit edilemeyen anormallikleri yüksek duyarlılığı sayesinde ortaya çıkarabilir.
 
  • Böbrek Hastalıkları: Nükleer tıp teknikleri, böbrek fonksiyonunu değerlendirmek ve böbrek bozukluklarını teşhis etmek için de kullanılır. Dinamik ve statik böbrek sintigrafisi gibi görüntüleme yöntemleri, böbrek fonksiyonu, doku kaybı, kan akışı ve drenajı hakkında önemli bilgiler sağlar. Bu sintigrafik teknikler, renal arter darlığı, renal arter trombozu ve renal skar gibi durumların teşhisinde de etkilidir.

Nükleer Tıp Bölümünde Kullanılan Medikal Teknolojiler Nelerdir?

Nükleer Tıp Bölümünde hastalıkları teşhis etmek, tedavi etmek ve izlemek için kullanılan araçlar şunlardır:

  • PET/BT Görüntüleme: PET (Pozitron Emisyon Tomografi) ve BT (Bilgisayarlı Tomografi) işlemlerini aynı cihazda gerçekleştirebilen hibrit bir sistemdir. Görüntüleme işlemi için düşük dozda radyoaktif madde kullanılır ve bu maddeden gelen gama ışınları PET cihazı tarafından algılanır. PET görüntüleri, vücuttaki metabolik süreçler hakkında moleküler düzeyde bilgi sağlar. BT ise X-ışınları kullanarak elde edilen kesitsel görüntülerle anatomik detayları gösterir. Hastanemizde kurulu olan Dijital PET/BT (4 Ring) sistemi, ülkemizdeki benzerlerinden farklı olarak yapay zeka teknolojileriyle her iki sistemin verilerini yüksek çözünürlüklü olarak birleştirir. Bu teknolojiler aynı zamanda çekim süresini ve alınan radyasyon dozunu yarı yarıya azaltır. Onkolojiden kardiyoloji ve nörolojiye kadar geniş bir yelpazede, PET/BT taramaları çeşitli tıbbi problemlerin teşhisi, tedavi planlaması ve takibinde önemli bir rol oynar.
 
  • SPECT/CT Görüntüleme: Tek Foton Emisyonlu Tomografi (SPECT) ve Bilgisayarlı Tomografi (CT) görüntülemelerinden oluşan hibrit bir teknolojidir. SPECT/CT ile, hastaya verilen düşük dozdaki radyoaktif ilacın (damar yolu, oral yol, deri içi vb. yollarla) vücut içindeki dağılımı, dokuya ve organa özgü olarak üç boyutlu olarak görüntülenir. Aynı zamanda CT görüntüleme ile anatomik lokalizasyon belirlenir.
 
  • Radyofarmasi Laboratuvarı (cGMP): Onkolojik hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılmak üzere çeşitli radyoizotoplarla hastalığa özgü akıllı moleküllerin radyokimyasal sentezleri, hastaya özel olarak laboratuvarımızda gerçekleştirilmektedir. Bu radyofarmasötikler, aseptik şartlarda hazırlanmakta olup kimyasal ve mikrobiyolojik kalite kontrolleri de Merkezi Radyofarmasi Hazırlama Tesisimizde yapılmaktadır. Tesisimiz ayrıca GMP (İyi Üretim Uygulamaları) sertifikasyonu sürecindedir.
 
  • Kemik Dansitometrisi (DEXA): Kemik Mineral Yoğunluğunun ölçülmesinde ilk tercih Dual Enerji X-Işını Absorbsiyometrisi (DEXA) yöntemidir. Bu görüntüleme yöntemi sayesinde kemik erimesi (osteoporoz) erken tanısı konulabilir, kırık riski belirlenebilir ve tedavi altındaki hastaların takibi yapılabilir. Sahip olduğumuz DEXA sistemi, olağanüstü hassasiyet sağlar ve düşük dozda radyasyon kullanır. Ayrıca, yağsız ve yağlı doku kütlesi ile yağ yüzdesi gibi parametreler de dahil olmak üzere, yumuşak doku ve kemik kompozisyonu hakkında hassas verilere ulaşılmasını sağlayan günümüzdeki en modern cihazlardan biridir.
B BLOK B BLOK
-2..Kat -2.Kat
08:00 - 17:00 08:00 - 17:00
Pazartesi - Cuma Pazartesi - Cuma

SIK SORULAN SORULAR

Nükleer Tıp ve Moleküler Görüntüleme, organlar veya kemikler hakkındaki fonksiyonel bilgilere dayanarak tıbbi bir problemin nedenlerini belirleme konusunda yardımcı oluyor. Bu nedenle;

  • Benign ve malign tümörler,
  • Kanserler,
  • Kemikler,
  • Beyin,
  • Endokrin hastalıkları,
  • Safra kesesi,
  • Kardiyovasküler sistem hastalığı,
  • Akciğer,
  • Lenfoma,
  • Nöroblastom,
  • Nöroendokrin tümörleri,
  • Pediatrik hastalıklar,
  • Prostat kanseri,
  • Böbrek,
  • Tiroit hastalıkları (Tiroit kanseri, Graves hastalığı) ile bağlantılı şikayetler bölümümüze başvuru nedeni oluyor.
Onkoloji hastalarında, iyi-kötü huylu kitlelerin ayrımını sağlamak, kanseri evrelendirmek, tümörün derecesini ve organ içerisinde yaygınlığını, tüm vücut metastazlarını belirlemek, nüksü saptamak, tedavi yöntemini seçmek, tedavi cevabını değerlendirmek, radyoterapi planlamasında gerçek tümör kitlesinin belirlenerek doğru yerin doğru dozda ışınlanmasını sağlamak için Nükleer Tıp ve Moleküler Görüntüleme’ye ihtiyaç duyuluyor.
Radyonüklid tedavilerin yapılabildiği kliniğimizde, tiroit kanseri, prostat kanseri, nöroendokrin tümörü, nöroblastom, primer ya da metastatik karaciğer tümörleri ve kemik metastazlarının palyatif tedavisi ve bazı lenfoma türlerinin tedavileri de gerçekleştiriliyor.

İntraoperatif Gama Prob uygulamasıyla sıklıkla meme kanseri ve malign melanoma olmak üzere, baş boyun tümörü ve ürogenital tümörlerde kullanılıyor. Kanser dokusundan beslenen ilk lenf nodunun (bekçi lenf nodu) radyoaktif işaretlenmesini takiben, bu nodun ameliyat sırasında prob sistemiyle bulunup çıkarılması mümkün oluyor.
TANI MERKEZİ:
  • PET-BT
  • Sintigrafik Görüntüleme (SPECT, SPECT-CT)
  • Tiroit Sintigrafisi
  • Paratiroit Sintigrafisi
  • Miyokard Perfüzyon Sintigrafisi
  • Dinamik-Statik Böbrek Sintigrafisi
  • Kemik Sintigrafisi
  • Lenfosintigrafi – Intraoperatif Gama Prob
  • İşaretli Lökosit Sintigrafisi
  • Akciğer Perfüzyon-Ventilasyon Sintigrafisi
  • Diğer organ sintigrafileri
 
Kemik Dansitometresi (DEXA)
TERANOSTİK MERKEZİ:
  • Diferansiye tiroit kanserlerinde ve hipertiroidilerde radyoiyot (düşük ve yüksek doz),
  • Lutesyum-177 / Aktinyum-225 PSMA (prostat spesifik membrane antijen),
  • Lutesyum-177 / Aktinyum-225 Peptit Reseptör (SSR,FAPi,CXCR4 ve diğer peptitler),
  • Radyum-223,
  • Diğer Alfa ve Beta ışını yayıcı radyoizotoplar
  • I-131 MIBG (metastatik feokromositoma, nöroblastoma, paraganglioma tedavisi),
  • Radyoembolizasyon (Y-90 TARE)
  • RIA (Radyoimmünoassay) Laboratuvarı (insan serumunda otoantikor, hormon ve tümör belirteçlerinin özel yöntemlerle tespitinin yapıldığı laboratuvar),
  • Radyofarmasi Laboratuvarı (hastalığa özgü akıllı moleküllerin tanı ve tedavi için hazırlandığı laboratuvar),

PET görüntüleme tekniği, vücuda enjekte edilen radyofarmasötiklerin kanser hücrelerine özgü metabolik aktivitesini gösterir. Dolayısıyla kanser tümörlerinin varlığını, konumunu ve yayılma derecesini belirleyebilir. Bu bilgi, kanser teşhisi, evreleme ve tedavi planlamasında kritik öneme sahiptir.

Ga-68 PSMA, prostat kanseri teşhis, evreleme ve takibinde kullanılan etkili bir araçtır. Bu yöntemde, Ga-68 ile işaretlenen PSMA (Prostat Spesifik Membran Antijeni) peptidi, prostat kanseri hücrelerinin ve metastazlarının tüm vücutta görüntülenmesini sağlar.

Ga-68 SSR, nöroendokrin tümörlerinin görüntülenmesinde kullanılır. Nöroendokrin tümör hücrelerindeki somatostatin reseptörlerine bağlanan peptitlerin, Ga68 ile birleştirilmesi tümörün görüntülenebilmesine imkan sağlamaktadır. 

Ga-68 FAPI, fibroblast aktivasyon proteinine (FAP) özgü bir inhibitör olan ve Ga-68 ile işaretlenmiş bir bileşiktir. FAP, kanserli dokularda ve bazı fibrotik hastalıklarda yüksek seviyelerde ifade edilen bir proteindir. Ga-68 FAPI, FAP’yi hedef alarak, PET taraması sırasında kanserli dokuların veya fibrotik değişikliklerin görüntülenmesini sağlar. Bu sayede, tümörlerin yeri, büyüklüğü ve yayılımı daha iyi değerlendirebilir.

Bu görüntüleme yöntemleri sayesinde Radyonüklid tedaviye uygunluk (Lu177, Ac225 ve diğer Alfa ve Beta ışını yayıcı radyoizotoplar) gösterilebilmekte ve hastalara yeni tedavi açılımları sunulabilmektedir.

PET/BT taraması öncesi dikkate alınması gereken birkaç faktör bulunur. İlk olarak hastanın hamilelik ve emzirme durumu göz önünde bulundurulmalıdır; çünkü radyasyonun fetüs veya emziren bebek üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Ayrıca FDG PET görüntülemelerinde hastanın kan şekeri seviyeleri kontrol edilmelidir, çünkü yüksek kan şekeri seviyeleri PET taramasının etkinliğini azaltabilir.

Radyonüklid tedavide kullanılan radyoaktif ilaçlar genellikle eğitimli uzmanlar tarafından kontrol edilen ortamlarda uygulandığında güvenli kabul edilir. Bu maddeler dikkatlice seçilerek hastalara minimal risklerle uygulanacak şekilde ve hassas dozlarda verilir.

Ayrıca nükleer tıp prosedürlerinden kaynaklanan radyasyon maruziyeti genellikle düşük ve kısa ömürlüdür. Ancak her tıbbi prosedürde olduğu gibi, potansiyel riskler ve yan etkiler vardır ve bunlar tedavinin potansiyel faydaları ile dikkate alındığında az ve genelde klinik olarak önemsizdir.

Radyonüklid tedavi öncesinde herhangi bir endişeniz varsa bölümümüze ve hekimlerimize danışabilirsiniz.