Ruhla çalışırken bedenin dönüşmesi gibi, bedenle çalışırken de ruh dönüşüyor. Yaratıcı süreçte ruh ve beden bir bütünü oluşturuyor, biri diğeri olmadan var olamıyor. Kendimizi en geniş anlamdaki yaratıcılığa açmak, son üründe mükemmellik olması baskısını performans kaygısını yaşamadan onun tadını çıkarmak, performansın niteliğini dahi dönüştürebiliyor. Bedensel halin sürekli farklılaşması, zihin durumumuzun, duygularımızın ve düşüncelerimizin ve dolayısıyla benlik algımızın temelini oluşturur. Yaratıcı Hareket ile mekan içerisindeki formumuzu, ağırlığı ve hafifliği, yavaş ve hızlı olanı, şimdi ve andaki dikkatimizi deneyimleriz. Genişleme, düşme, duraksama veya belirsizlik gibi bizlere eşlik eden veya yaşamsal olan duyumlara böylelikle ulaşırız.
Bu atölyede, beden hareketimizin repertuarını genişletip, içsel süreçlerimizi ve dış dünyayla olan ilişkimizi anlamlandırarak, doğaçlama yoluyla kişisel ifadeyi geliştirmeyi amaçlıyoruz.
Performans kaygısının olmadığı bu alanda sadece ‘ol’ma haline açık olan herkes katılabilir.