UMUDA PEDAL
Spor ve sosyal sorumluluğu aynı çatı altında birleştiren, kurucularının bisikleti seven Amerikan Hastanesi ve Koç Üniversitesi Hastanesi çalışanlarımızın olduğu “Umuda Pedal” ekibi, 2016 yılından bu yana farklı projeler için yola çıkıyor. Sivil Toplum Kuruluşları ile ortak projeler yürütürken, toplumsal farkındalığı artırmayı, sporu sevdirmeyi, kampanyalarla fon oluşturup projeleri hayata geçirmeyi amaçlıyor.

İlk sosyal sorumluluk projeleri olan Kanser Savaşçıları Derneği ile serum askılı bisikleti (ONKOBİS) hayata geçirmek için Global Biking Initiative (GBI) kapsamında, 2016 yılında Viyana’dan Berlin’e, 2017 yılında Londra’dan Düsseldorf’a bisiklet sürüldü. Doğal Hayatı Koruma Derneği (WWF) ile Orfoz Koruma Projesi için 2018’de Belgrad Ormanı ve Kaş’ta bisiklet sürme etkinliği düzenlendi. Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) ile çocukların eğitimini amaçlayan Tasarım ve Beceri Atölyeleri’nin yapılması ve sayıların artırılması amacıyla 2018 yılında Göteborg’dan Hamburg’a pedallandı. İstanbul Bakırköy ve Batman’da açılan atölyelerin ardından “Geleceğe destek için geçmişe yolculuk ediyor” sloganıyla 6-7 Nisan 2019’da Mardin’den Göbeklitepe’ye, Mardin Savur’da kurulacak olan atölyeler için bisiklet sürüldü. Yeni atölyelerin kurulması için GBI 2019 kapsamında Milano’dan Münih’e pedallayan ekip üyelerinin sayısı, sporun ve sosyal sorumluluğun birleştirici gücü ile artmaya devam ediyor. Umuda pedallayan ekibi
instagram
ve
youtube hesaplarından takip edebilirsiniz.
SAÇIM SAÇIN OLSUN
Kanser tanısı nedeniyle kemoterapi alan hastaların yarısından fazlası tedavi sebebiyle geçici olarak saçlarını kaybediyor. Saçlarını kaybedenler, fiziksel görünümleri dolayısıyla toplumda etiketleniyor, sosyal ve iş ortamlarından kendilerini izole ediyor. Özellikle tedavi gören kadınlar için saç dökülmesi depresyon, başka insanlarla görüşmeme isteği, özgüven problemi vb. çok ciddi psikolojik sorunlara neden olabiliyor. Hastaların bir kısmı saçlarının dökülmesine sebep olacak güçlü kemoterapiler yerine, saç dökmeyen ama daha az etkili tedavilere yönelebildiği gibi, bir kısım hasta da saçlarının dökülmesinden korkup kemoterapiyi reddedebiliyor. Çünkü saç kaybı, tedavi sürecinde pek önemsenmeyecek bir etki olarak görünse de hastaların yaşamını düşünülenden daha fazla etkileyen fiziksel bir değişime yol açıyor. Bu nedenle, tanı alanlar çareyi peruk kullanmakta buluyor. Ancak, gerçek saçtan yapılan peruklar oldukça maliyetli olduğundan, peruk ihtiyacı duyan kişiler sentetik peruklara yöneliyor. Ekonomik olan ancak enfeksiyon ve alerji riski oluşturan bu peruklar, zaten enfeksiyon riski yüksek olan kanserli kişilerin sağlığını açıkça tehdit ediyor. Tedavi masraflarının yanında gerçek saçtan yapılmış bir peruk, hem kolay temizlenebilir olması hem de enfeksiyon riski taşımamasına rağmen, bu süreçte ne yazık ki lüks sayılıyor.
Dünya genelinde örnekleri olsa da Kanser Savaşçıları Derneği’nin projesine kadar Türkiye’de bağışlanan saçlardan kanser tedavisi görenlere ücretsiz peruk sağlayan başka bir oluşum yoktu. İşte Kanser Savaşçıları Derneği 2016 yılında tedavi sebebiyle saçlarını kaybedenlerin fiziksel görünümlerindeki değişiklikleri, bunun psikolojilerine ve tedavilerine olumsuz yansıması, dış kaynaklar sebebiyle etiketlenme, kendilerini rutin yaşamlarından soyutlama vb. sorunlar yaşamasını engelleyebilmek amacıyla “Saçım Saçın Olsun” projesini başlattı. Dernek yetkilileri ve gönüllüler, toplumdaki herkesin, kanser tanısı alanlar için bir şey yapabileceğini, sadece saç bağışlayarak bile kanserle mücadele edenlere destek olunabileceğini göstermek, tedavi sebebiyle saçlarını kaybedenlere yalnız olmadıklarını hatırlatmak istiyor.
Derneğin sosyal medya hesapları üzerinden yürüttüğü “Saçım Saçın Olsun” projesinde kanser tedavisi görenler diledikleri peruk şeklini gönüllülere iletiyor ve her peruk bir ay kadar kısa bir sürede kişiye özel üretilip, tanı alana hediye ediliyor. Proje dahilinde bugüne kadar 1.000’in üzerinde kanser savaşçısı peruğuna kavuştu.
OKULDA HİJYEN:
Sağlıklı bir toplum için hijyen alışkanlıklarının erken yaşlarda kazanılması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle, çocuk ve gençlerin eğitimi için ideal öğrenim alanı olan okullarda 2011 yılından bu yana hijyen eğitimleri veriyoruz. Ayrıca, okullarda çocuk ve genç sayısının fazla olması, pek çok ortak kullanım alanlarının bulunması, çevresel ve kişisel hijyen alışkanlıklarının yeterli olmadığı durumlar okul çağındaki çocukları hastalıklara karşı savunmasız hale getirebilir. Ortak kullanım alanlarının temizliği ve kişisel hijyen kurallarına uyulması çocukları hastalıklardan koruyacaktır. Bu amaç doğrultusunda Enfeksiyon Kontrol Ekibi tarafından hazırlanan uygulamalı hijyen eğitimlerinde, kişisel hijyen alışkanlıklarının yanı sıra, çevresel hijyen ve gıda hijyeninin önemini öğrenciler, öğretmenler ve okul çalışanlarıyla paylaşıyoruz.

Bugüne kadar eğitim verdiğimiz okullar;
Eğitim Yeri
|
Tarih
|
Koç Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi |
2011-2016 |
Irmak Okulları |
2011/2014/2018 |
İstanbul Kültür Üniversitesi |
2012 |
Ayazağa Ortaokulu |
2013 |
Kağıthane Zuhal Ortaokulu |
2015/2017 |
Üsküdar Selami Ali Ortaokulu |
2018 |
Koç Ortaokulu |
2019 |
Maçka Pakmaya Ortaokulu |
2019 |
İstanbul Çocuk Açık Cezaevi Eğitim Birimi |
2019 |
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği |
2019 |