Kronik miyeloid lösemi, genlerde genellikle sonradan ortaya çıkan mutasyonlar nedeniyle kemik iliğinde myeloid hücre grubunun artmış üretimi ile ortaya çıkar. Gen mutasyon nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Genellikle sonradan meydana gelen mutasyonlar kan hücrelerinin üretiminde bozukluklar meydana getirerek hastalarda anemi, yorgunluk, iştahsızlık, enfeksiyonlara, kanamalara neden olabilir. Hastalık başlangıçta semptomsuz ve yavaş seyirli gelişebilir. Bazen yapılan rutin kan tetkiklerinde lökosit yüksekliği tespit edilince tesadüfen yakalanbilir. Doktor fizik muayene ve tibbi öyküyü değerlendirdikten sonra kan testlerine ve kemik iliği biyopsisine başvurarak tanıyı koyabilir. Tedavisinde sıklıkla tirozin kinaz inhibitörleri kullanılır.
Kronik Miyeloid Lösemi’de Ne Tür Tedaviler Kullanılır?
Kronik miyeloid lösemi tanısında sonra doktor tedavi seçenekleri hakkında hastayı bilgilendirir. Hasta tedavinin yan etkileri ve komplikasyonları hakkında bilgilendirildikten sonra tedavi uygulanır. Ayrıca her KML hastasında tedaviye hemen başlanması uygun olmayabilir. Bazı hastalar, hastalığın seyrine göre bir süre takip edildikten sonra tedaviye başlanabilir. KML tedavisinde temel amaç hastayı remisyona sokmaktır. KML hastalarında kanser ilaçları, immünoterapi, kemoterapi ve kök hücre nakli tedavilerine başvurulabilir. KML hastalarında uygulanan tedavi yöntemi şu faktörlere göre uygulanır:
- Hastalığın evresi
- Hastanın genel sağlığı ve yaşı
- Kullanılan ilaçların yan etkileri
- Genetik testlerin sonuçları
Hedefe Yönelik Tedavi İlaçları
Kronik miyeloid hastaları için başlıca tirozin kinaz inhibitörleri kullanılır. Bu ilaçlar KML’ye neden olan anormal genlerin çalışmasına engel olur. Bu sayede kök hücrelerin vücutta olması gerekenden daha fazla beyaz kan hücresi üretilmesine engel olur. Bu durumu tirozin kinaz enzimini bloke ederek sağlar. Tirozin kinaz inhibitörleri kanser tedavisinde kullanılan etkili ve yaygın bir ilaç grubudur. Çünkü hastaların bir kısmı ilacı bıraktıktan sonra bile remisyonda kalabilir. Bu nedenle KML’de tercih edilen ilk tedavi yöntemidir.
İmatinib, Dasatinib, Nilotinib, Ponatinib, Bosutinib, Asciminib tedavide kullanılan tirozin kinaz inhibitörleridir.
İmmünoterapi
Bağışıklık sistemini güçlendirerek kanserli hücreleri yok etmeyi amaçlayan kanser tedavi yöntemidir. KML tedavisinde başvurulan ilk tedavi yöntemi değildir. Gebelerde,tirozin kinaz inhibitörleri tedavisini tolere edemeyen veya uygun olmayan hastalara uygulanabilir. Deri altından vücuda interferon tedavisi verilir. İnterferon sağlıklı yetişkinlerde bağışıklık sisteminin ürettiği bir maddedir. Vücuda interferon verilerek kanser hücrelerinin bölünmesi ve büyümesi engellenir. Bu sayede bozulmuş bağışıklık sisteminin iyileştirilmesi amaçlanır.
Kemoterapi
Kemoterapi, kanser hücrelerinin büyümesini ve yayılmasını ilaçlar yoluyla durduran kanser tedavisi yöntemidir. Tirozin kinaz inhibitörlerine hasta yanıt vermediği durumlarda kullanılan bir yöntemdir. Genellikle KML’nin blastik fazında uygulanabilecek tedavi yöntemidir. Hidroksiüre, antrasiklinler, sitarabin kullanılan kemoterapi ilaçlarındandır.
Kök Hücre Nakli
Kök hücre nakli sağlıklı kemik iliği hücreleriyle anormal kemik iliği hücrelerinin yer değiştirilmesi işlemidir. KML hastalığında tirozin kinaz ile yapılan tedaviler çok etkili olduğu için artık nadir olarak uygulanan bir tedavidir. Eğer hasta tirozin kinaz inhibitörlerine yanıt vermez veya mevcut yanıtını kaybederse hasta nakil programına alınabilir. Bu işlemden önce hastaya yüksek doz kemoterapi uygulanır. Bu işlemle kemik iliğindeki kanserli ve sağlıklı hücreler ölür. Sağlıklı vericiye (donor) ait kök hücreler hastaya verilir. Bu nedenle 65 yaş altı ve genel sağlık durumu iyi olan hastalara uygulanabilen bir tedavi yöntemidir.
Kronik Miyeloid Lösemi (KML) Belirtileri Nelerdir?
Kronik miyeloid lösemi belirtileri başlangıçta fark edilmeyecek kadar hafiftir. Hastalık zaman geçtikçe şiddetlenir. Özellikle ikinci ve üçüncü aşamalarında hastalarda semptomlar gözlenir. Kronik miyeloid lösemide meydana gelen yaygın belirtiler şunlardır:
- Yorgunluk
- Nefes darlığı
- Gece terleme
- Ateş
- Karında şişlik
- Açıklanamayan kilo kaybı, zayıflık
- Kemik ve eklem ağrıları
- Daha az açlık hissetme
- Kanama
- Enfeksiyonlar
Kronik Miyeloid Lösemi (KML) Evreleri Nelerdir?
Kronik miyeloid lösemi üç farklı aşamaya göre sınıflandırılır. Evrelerin gruplaması kemik iliği ve kandaki olgunlaşmamış kan hücrelerinin sayısına göre yapılır. Evreler hastalığın ilerlemesini tahmin etmeye yardımcıdır. Kronik miyeloid lösemi evreleri şunlardır:
-
Kronik stabil faz: KML’nin başlangıç aşamasıdır. Genellikle ciddi semptomlar gözlenmez. Kemik iliği ve kanda olgunlaşmamış beyaz kan hücre sayısı %10’u geçmemiştir. Ayrıca bağışıklık sistemi hastalıktan etkilenmemiştir. Enfeksiyonlara yakalanma riski düşüktür. Uzun yıllar boyunca kişi kronik stabil fazda kalabilir.
-
Hızlandırılmış evre: Kemik iliği ve kanda olgunlaşmamış kan hücre sayısı artış göstermiştir. Semptomlar arasında kilo kaybı, ateş ve iştah azalması görülebilir. Beyaz kan hücre sayısı yükselir, trombosit sayısında düşüşler gözlenir.
-
Blastik faz: KML’nin hayati tehdit edici son aşamasıdır. Kanda ve kemik iliğinde blast hücreleri yüksek seviyededir. Bununla beraber diğer dokulara yayılabilir. Blast fazda yaygın olarak görülen semptomlar sık sık enfeksiyona yakalanma, ateş, kanama, karın ve kemik ağrısıdır.
Kronik Miyeloid Lösemi (KML) Nedenleri Nelerdir?
Kronik miyeloid lösemi, kemik iliğinde myeloid kök hücrelerin genlerindeki mutasyonlar sonucunda ortaya çıkar. Genlerde meydana gelen mutasyonlar kan hücrelerinin olgunlaşmadan dolaşıma katılmasına neden olur. Genlerde meydana gelen değişikliklerin kesin bir nedeni yoktur. Ancak kromozomlarda meydana gelen mutasyonlar bazen aşırı radyasyona maruz kalındığında meydana gelebilir.
Kronik Miyeloid Lösemi (KML) Nedir?
Kemik iliğinde myeloid hücre tipinde meydana gelen mutasyonlar sonucunda ortaya çıkan bir kanser türüdür. Myeloid hücreler kırmızı kan hücresi (alyuvar), trombosit ve lenfositler hariç beyaz kan hücrelerini (akyuvar) kapsar. Genlerde meydana gelen mutasyon sonucunda kemik iliğinde anormal ve artmış sayıda myeloid hücreleri üretilir. Devamında olgunlaşmamış (blast) hücreler kemik iliğinde birikir ve kana geçer. Kana geçtikten sonra diğer organlara ve dokulara yayılım gösterebilir. KML akut kronik lösemiye kıyasla yavaş ilerleyen bir kanser çeşididir. Bu nedenle semptomlar hemen ortaya çıkmayabilir.
Kronik Miyeloid Lösemi (KML) Teşhisi Nasıl Yapılır?
Kronik miyeloid lösemi tanısı için doktor fizik muayene ve tıbbi öyküye başvurur. Hastalığın kronik stabil evresinde fizik muayeneyle hastalık teşhis edilmesi zor olabilir. Bu nedenle ek testlere ihtiyaç duyulabilir. Değerlendirmeler sonucunda kan, laboratuvar ve görüntüleme testleri ile lösemi tanısı kesin olarak konabilir. Kronik miyeloid teşhisinde kullanılan parametreler:
-
Dalak boyutu: Dalak KML hastalarında büyüyebilir. KML’nin ilk evresinde meydana gelmez ancak ikinci evrede dalakta büyüme meydana gelebilir. Fizik muayeneyle dalak büyüklüğü tespit edilebilir.Veya radyolojik tetkikler (ultrasonografi,tomografi) ile de dalak büyümesi tespit edilebilir.
-
Tam kan sayımı: Beyaz kan hücreleri, trombosit ve kırmızı kan hücreleri sayısı değerlendirmeyi sağlar. KML hastalarında beyaz kan hücre sayısı yüksek, kırmızı kan hücre sayısı düşük olur. Karaciğer ve böbreklerin fonksiyonunu da değerlendirme tam kan sayımı ile yapılır. Bununla beraber enfeksiyon belirtisi olup olmadığı belirlenir.
-
Kemik iliği biyopsisi: Kemik iliğinden numune alınır. Numune mikroskop altında incelenir. Hücrelerin genetik yapısında anormallikler tespit etmek amacıyla kullanılır. Kemik iliği biyopsisi kanser teşhisi için kullanılmasının yanı sıra lösemi türünün belirlenmesinde de kullanılan bir yöntemdir.
-
Görüntüleme testleri: Görüntüleme teknikleri tanı amacıyla kullanılmaz. KML’nin hangi organlara yayıldığını bulmak amacıyla kullanılır. Ayrıca dalakta ve karaciğerde büyüme olup olmadığını kontrol etmek için de kullanılabilir.
-
Genetik testler: Lösemi hücrelerinde kromozom ve genlerde ortaya çıkan mutasyonları tespit etmek için kullanılan testlerdir. Lösemi türünün belirlenmesi ve tedavinin etkinliğinin kontrol edilmesinde kullanılır.